Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Ramazan, Uygurlar, Irak ve Gazze

Ramazan, Uygurlar, Irak ve Gazze

Ramazan ayı, haram ayıdır. Bu ayda asla savaş olmaz. Bu ay barış, selâmet ve sükunet ayıdır. Bu ayda bütün düşmanlıklar terk edilir. Çünkü bu ay insanların ve insanlardan meydana gelen toplumların ruhen arınma ayıdır. Ruhen arınmış toplumlar, ne düşmanlık yapar ne de zulüm!...

Ama gelin görün ki, bu sene de Ramazan, Müslüman kanlarının akmasıyla geçiyor.

Doğu Türkistan’da, oruç tutan Uygur Müslümanlara yapılanları gazetelerde okudunuz, haberlerde seyrettiniz...

İftar vakti bir kâse çorba, bir dilim ekmeğiyle katledilen anaları gördünüz...

Gazze topraklarına İsrail saldırısını maytap gösterisi gibi seyreden, insanlıktan nasipsiz kalabalıkları nefretle (Evet, kelimenin tam mânâsıyla ve “nefret suçu” işlemenin hazzını yaşaya yaşaya) seyrettiniz...

Suriye, Kerkük ve Musul Türkmenlerinin yaşadığı zulümler...

Bunların hepsi 2014 Ramazan’ının gündemi.

Dikkat edilirse, Ortadoğu’daki kanlı vahşetin dışında dünyadaki tek hareketlilik Dünya kupası maçlarında var; onun haricinde Kuzey yarım küre bir yaz rehavetine bürünmüş vaziyette.

Ortadoğu’nun yaşadığı vahşet, Osmanlı’nın gücünün cezri zamanından beri devam etmektedir. Osmanlı’nın bir türlü med zamanı gelmedi 1900’lerden beri.

2008’deki bir yazımızda da ifade etmiştik: Dünyanın değişim merkezi Ortadoğu ve Müslüman coğrafyası olacak. ABD’ye o yüzden, Müslümanlığa bulaşmış bir başkan seçiyorlar. Bu ABD için bir PR çalışması ve elense çekmeydi. Bu elense tuttu da. Baksanıza 1990’larda başlayan 2003’te devam eden Irak saldırılarının politik sonuçları daha yeni yeni alınmaya başladı ABD açısından. Sonuç almak için de ABD, yerel güçleri kullandı. İsrail, PKK, El-Kaide ve şimdi de IŞİD. Bunların tamamı, Osmanlı’nın çekildiği veya nüfuzunu kaybettiği (Afganistan, Pakistan, Doğu İran) coğrafyada ortaya çıkan örgütlerdir ve her biri, dünya jandarmalığı yapan devletlerin “mayın eşeği”dir. Jandarma devletler, bu mayın eşekleriyle, yoklama çekiyorlar; millî dirençleri törpülüyorlar ve zamanla yok etmeye çalışıyorlar.

Baksanıza İsrail’e... 1948’den beri ne kendi huzur buldu, ne de çevresinde huzur bıraktı!... 1948’den beri, meredeyse, Lut gölünü dolduracak kadar kan aktı Sara’nın çocukları ile Hacer’in çocukları arasında. Ve hâlâ, şu mübarek Ramazan günlerinde bile akmaya devam ediyor.

Ramazan mübarek’te akıtılan kanların tamamı Müslüman kanıdır.

Gazze’de, Doğu Türkistan’da, Suriye’de, Irak’ta akıtılan kanlar Müslüman kanıdır.

Türkiye, yıllardır bu coğrafyayasırtını dönmüştü; 12 yıldır bu coğrafyanın amiral gemisi olma gayretinde olan bir ülkeyiz. O yüzden, içimizden dışımızdan saldırıyprlar. Keçecizade Fuat Paşa’nın  III. Napolyon’a dediği gibi; “Biz içerden, siz dışardan, bu ülkeyi yıkamadık.” 

Dünya deşiecek ve değişiyor da. Dünya Ortadoğu’dan değişiyor; Ortadoğu’dan ve Müslüman coğrafyadan değişiyor.

Bu saldırılar, bu Ramazan günlerini gecelerini kana gark etmeler; bu yaz sıcağında toprağı Müslüman kanı ile sulamalar, selâmet ve mutluluğun sebebi olur inşallah. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Prof. Dr. Namık Açıkgöz Arşivi