D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Belediye başkanları Yahya Kemal, Tanpınar, Cansever okur mu?

Belediye başkanları Yahya Kemal, Tanpınar, Cansever okur mu?

Yerel Yönetimlerde Kültür ve Sanat Politikaları Çalıştayı” dün belirttiğimiz üzere, siyasî hayatımızda bir dönüm noktası. Bu toplantıda herkes görüşlerini dile getirdi. Biz de kısa sürede ifade edebildiklerimizin bir kısmını dünkü yazımızda size aktarmıştık.

Altyapı belediyeciliğinden sosyal belediyeciliğe geçen belediyeler eğer bir ufukları (vizyonları) varsa, kültürel belediyecilik merhalesine terfi ediyorlar. Bu merhalede ne yapılacağı da önemli. Medeniyet merkezli düşünen bir belediye yönetimi ona göre faaliyetler yapmaya da özen gösteriyor. Böyle olmayanlar ise, meseleyi doğru kavrayamadıklarından esen havaya göre işler yapmaya yöneliyorlar. Bu durumda kalitesizlik paçalardan akıyor. 

İki örnek verdim. Birincisi önüne gelen belediye “mehter takımı” kuruyor. Gerçek bir mehter takımı, bir medeniyet değerini yaşatır, fakat uydur kaydır bir topluluk kurarsanız, gülünç olursunuz. Bunun örnekleriyle bazı şehirlerimizde karşılaştık. 

Mehmed Âkif’e ve eserine sahip çıkmak, kültürel belediyecilikte bir çıpadır. Bunu başarıyla yapan belediyelerimiz var. Bazıları da var ki, “yukarıda Mehmet Âkif muhibleri var, onlar güzel basılmış Safahat’ları da takdirle karşılıyor, öyleyse biz de gösterişli bir Safahat basıp göze girelim” diye düşünüyor. Bir büyükşehir belediyemizin Safahat rezaletini kısaca tafsil ettim. İnternetten indirilmiş, vikipediden önsöz aparılmış bir kepazelik... “Reklam olmasın diye adını vermeyeceğim!” dedim. İsmi açıklamam istendi, buna rağmen söylemedim. Fakat toplantı arasında gördüm ki, herkes bu haltı Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yediğini biliyor!

Medeniyet tasavvuru, büyük ölçüde şehir tasavvurudur. Bu konuda düşünen, yazan ve gerçekten değerli fikirler ortaya koyan isimler var. Yahya Kemal hem şiirleriyle hem yazılarıyla, Ahmet Hamdi Tanpınar esas olarak “Beş Şehir” isimli kitabıyla ve bilge mimar Turgut Cansever eserleriyle bize zihin açıcı örnek metinler sunuyorlar. Belediye başkanları mutlaka bu şahsiyetlerin fikirleriyle tanışmalı... Hatta biraz ileri gidip, bu yazarların kitaplarından haberdar olmayanların belediye başkanı olma yeterliliği taşımayacağını da söyledim. 

Bunun üzerine Haşmet Babaoğlu, “tamam başkanlar bunları okusunlar da, iş icraata gelince bunalıma girmesinler!” diye zarif bir eleştiride bulundu!

Dile getirdiğimiz hususlardan biri de, muktedir bir iktidarla ilişki kurmanın zorlukları oldu. 12 yıllık muktedir iktidar yöneticilere aşırı güven verdi. Bu yüzden onlara ulaşmak zorlaştı. TYB Başkanı Hicabi Kırlangıç’ın bir yılı dolmadan bakanlığı sona eren eski bir meslekdaşı hakkında gönderdiği mesaj yeterince açıklayıcı: “Hocayı tebrik edemediğime yandım!” 

Toplantıda dile getirilen tuzak fikirlerden biri de “devletin kültür siyaseti olamayacağı” idi. Devletin kültür siyaseti olmaz diyen yüksek mevkidekiler, tek parti devletinin kültür siyasetinin sürdürülmesinden başka bir iş yapmıyorlar. Devletin kültür siyaseti olmaması da bizatihi bir kültür siyasetidir!

Kültürel faaliyetlerin planlanması, icrası hususunda belediyelerin sahadaki kültür kurumları ile işbirliği yapması, onlara faaliyetlerinde destek olması elbette esas olmalı. Fakat bu yapılacağına bazı belediyeler/başkanlar kendi yan kuruluşlarını/yandaş kuruluşlarını oluşturuyorlar. Toplantıya katılanlardan ilgililerden şunu işitmek bana şaşırtıcı gelmedi: “Ankara’da Büyükşehir’in ve Altındağ’ın restore ettiği yerleri gezdim. Birçok kuruluşun tabelasını ilk defa orda gördüm, güya bu işlerle ilgili biriyim!”

Bunu Türkiye Yazarlar Birliği gibi neredeyse kırk yıllık bir kuruluşun neden buralarda görünmediğini sorgulamak için gündeme getiren ilgililere, “başkanlar gider, TYB kalır” cevabını verdim!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
D.Mehmet Doğan Arşivi