İsmail Hakkı Akkiraz

İsmail Hakkı Akkiraz

DERİN DÜŞMAN ŞEYTAN VE SİYASETİ

DERİN DÜŞMAN ŞEYTAN VE SİYASETİ

Bismillahirrahmanirrahim;
Âlemlerin Rabbi, İslam’ı bir hayat nizamı olarak gönderen, hesap gününün hâkimi, Allah’a (C.C.) hamd ederim. Salât ve selâm, Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya (S.A.V.), âline ve sahabelerine olsun.
Müslüman, İslam’ca düşünen kimsedir. İki hak din yoktur. Tek bir hak din vardır. O da İslam dinidir. İslam dışında insanların itibar ettiği başka dinler de vardır. Ancak bu dinlerin hepsi batıldır, geçersizdir, hükümsüzdür. Bu dinlerin batıl olması, bizleri yoktan var eden, yaşatan yöneten, hak ve adalet ölçüsünü koyan Allah’ın bir hükmüdür. Bu hüküm kesindir ve değiştirilmesi de imkânsızdır. Bu hükmü yok saymak, inkâr ve isyandır. Ahirete ve hesap gününe inanan herkes için İSLAM, mecburi istikamettir. Kur’an’ın kitap ehli diye tanımladığı tahrif edilmiş Tevrat ve İncil’e dayanan Yahudilik ve Hıristiyanlık dinleri ve düzenleri de batıldır. İnkârcı felsefenin benimsediği ilahların, din ve düzenlerin tamamı da batıldır. Bu din ve düzenlerin hiçbirisiyle insanların saadet bulmaları mümkün olmaz. İnsanlar ancak, İslam ile saadet bulur. Rabbimiz insanlara emrediyor: BAKARA 21: “Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk ediniz. Umulur ki, böylece korunmuş (Allah’ın azabından kendinizi kurtarmış) olursunuz.” BAKARA 168: “Ey insanlar! Yeryüzünde bulunanların helal ve temiz olanlarından yiyin, şeytanın peşine düşmeyin; zira şeytan sizin için açık ve derin bir düşmandır.” İnsanın derin düşmanı şeytan, kimdir bu şeytan, niçin şeytanlık yapmaktadır? 
Şeytan İblis’tir, İblis de şeytandır. İblis, hayırsızdır, şaşkındır, ziyandadır, hatasında ısrar ve inat edendir, küstahtır, derin düşmandır. 
Şeytan, haktan yüz çeviren, bütün kötülükleri, rezillikleri örgütleyen, haramları, şerleri pazarlayan, sapıtan, saptıran, ilahi huzurdan kovulan, rahmetten mahrum bırakılandır.
Şeytan azgınlıkta, şer ve kötülükte emsalsiz olan, şerli ve inatçı anlamına gelen her azgına verilen bir cins isimdir. 
İblis, şerri ve batılı örgütleyen, ekini ve nesli ifsat için çalışan şeytan ve kuvvetinin kaynağı, babası olan varlığın özel adıdır. Şeytan ise, İblis’in aktifleşmesinden sonra ifsat için çalışan kuvvetlerinin tümüne verilen addır. Şeytan, cinlerden olduğu gibi, insanlardan da olur. Şeytan, cinlerden ve insanlardan en şerli olanlardır. İnsan şeytanı, cin şeytanına bağlıdır. Şeytan, kötülüğün, küfrün, zulmün, şirkin, inkârın, nifakın, fısk ve fücurun temsilcisidir.

ŞEYTAN VE SİYASETİ
Allah’ın secde emrine uymayan şeytan, kibir ve hasedinden dolayı isyan etmiştir. Allah, bu isyanından dolayı İblis’i huzurundan kovmuştur. İlahi rahmetten ve huzurdan kovulan Şeytan, insanları saptırmak, kandırmak ve hidayet yolundan koparmak üzere Allah’tan izin istemiştir. Şeytana istediği izin verilmiştir. Rabbimizin İblis’e bu izni vermesi, insanın imtihanındandır. İblis, kıyamete kadar gücü yettiği ölçüde insanları kandırıp kendi yoluna çekmeye, batıl davalara hizmet ettirmeye, günah işletmeye, hidayetlerini karartmaya devam edecektir. Kur’an, bize bu olay ile ilgili olarak şu bilgiyi vermektedir. ARAF 16-17: “İblis: Öyle ise beni azdırmana karşılık, yemin olsun ki, ben de o (insanları) saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım. Sonra elbette onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve sen, onların çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın dedi.”  Şeytan düşmanını seçmiş, faaliyet alanını belirlemiştir. Kabilesini, dostlarını, cin ve insan şeytanlarından oluşan askerlerini bu iş için seferber etmiştir. İnsanın iç dünyası, bu anlamda bir mücadele, bir savaş alanıdır. İnsanın içinde, iyiliğe de kötülüğe de meyil vardır. Şeytan, sürekli kötülüğe olan meyilleri ön plana çıkarmaya çalışacak, ona sürekli kötülükleri telkin edecektir. Rabbimiz buyuruyor: İSRA 64: “Onlardan gücünün yettiği kimseleri davetinle şaşırt, süvarilerinle, yayalarınla onları yaygaraya boğ, mallarına, evlatlarına ortak ol, kendilerine vaatlerde bulun. Şeytan, insanlara, aldatmadan başka bir şey vadetmez.” 
Şeytanın Allah ve Resulünün emirlerine teslim olmuş, İslam’a hakkıyla bağlanmış kimseler üzerinde hiç bir hâkimiyeti ve gücü yoktur. İSRA 65: “Şurası muhakkak ki, benim (ihlaslı) kullarım üzerinde senin hiçbir ağırlığın, yaptırım gücün olmayacaktır. (Onları) koruyucu olarak Rabbin yeter.” 
Şeytan işinin başındadır. İnsanı İslam’dan ve selim fıtrattan uzaklaştırmak için her türlü vasıtayı kullanır ve hiçbir masraftan kaçınmaz. İnsanları aldatmak için birçok yöntem kullanır. Bunlardan bazıları şunlardır: 1-Vesvese verir, şüpheye düşürür. 2-Allah affeder, tövbe edersin aldatmasıyla günah işlemeyi teşvik eder. 3-Allah’ı anmayı, ahkâmına uymayı unutturur. 4-Mal, makam, şöhret ve dünyalıklara yönlendirir. Cimriliği, aç gözlülüğü ve israfı teşvik eder. Allah yolunda infaktan fakirlikle korkutarak caydırır. 5-Bozgunculuğu ve ayrılıkları körükler. 6-Yolunda yürüyenlere günahları ve şerri süslü gösterir. Böylece onların bu kötülüklere devam etmelerini sağlar. 7-İnandırıcı olmak için yalan yere yemin eder. 8-İçkiyi, esrarı, kumarı, şans oyunlarını, zinayı, eşcinselliği emreder. Bunlar şeytanın pis işlerindendir. 9-Kibir, haset, kendini beğenmişlik gibi halleri özendirir. 10-İnsanı gurura sevk eder. Gurur, aldanmak ve bu aldanışla eşya ve olayları çarpık görmektir. NİSA 120: “Şeytan insanlara, vaatlerde bulunur, onları hayale sevk eder. Ve şeytan insanlara gururdan, aldanmadan başka bir şey vaat etmez.” 11- Fâizi, insanların mallarını haksız yere yemeyi, rüşveti, rantiyeciliği hak sebebi saydırır. 12- Kötüleri ve kötülükleri örgütler: HİCR 39: “Beni azdırdığın için yemin ederim ki, yeryüzünde kötülükleri onlara güzel göstereceğim ve onların hepsini saptıracağım.” 13-Demokrasi, çağdaşlık, küreselleşme, ilericilik, eşitlik, kadına hürriyet, ılımlı İslam, medeniyetler ittifakı gibi mefhumları kullanarak fikir kirlenmesi yapar. İnsanın içinde kötülüğe dâvet eden her çağrı, her duygu şeytandandır. Kim, şeytanın arzularına hiç bir sınır tanımadan uyarsa, onda şeytan ahlakı vardır. Şeytanın işi fesat ve fitnedir. O, insanlar içinden kendine yandaşlar bulur ve birçok işini onlara yaptırır.

ŞEYTAN VE YANDAŞLARI
Şeytan, insanları İslam’dan uzaklaştırıp karanlığa çağırırken bunu, “Ben şeytanım” diyerek değil, bu işi başka bir kimlikle yapmaktadır. Tarihte olduğu gibi günümüzde de yandaş olan birlikleri, ülkeleri, hareketleri kullanmaktadır. Bunlar, “Size demokrasi, hürriyet, eşitlik getireceğiz” diyerek şeytanlık yaparlar. Bu gerçek Kur’an’da bize haber verilir. MÜCADELE 19-20: “Şeytan onları etkisi altına aldı da kendilerine Allah’ı anmayı unutturdu. İşte onlar Şeytan yandaşı olanlardır. İyi bilin ki şeytanın yandaşları hep kayıptadırlar. Allah’a ve Peygamberine düşman olanlar, işte onlar en aşağıların arasındadırlar.” Günümüz dünyasına baktığımızda, İslam düşmanlığında şeytan ile gaye birliğine sahip bir dünya düzenini görmekteyiz. Bu dünya düzeni ırkçı emperyalizmin kontrolü altındadır. ABD, AB, Birleşmiş Milletler, DB, NATO ve benzeri kuruluşlar, insanlık âlemini köleleştirmek, İslam’dan uzaklaştırmak için bütün ifsad yollarını kullanmakta şeytanla yarış halindedirler. Çünkü Şeytan bunları kendine pay edinmiş ve onları çeşitli kuruntularla ümitlendirmiştir. Rabbimiz buyuruyor: NİSA 118-121: “Allah onu (Şeytanı) lanetlemiş; o da: “Yemin ederim ki, kullarından belli bir pay edineceğim” demiştir. Onları mutlaka saptıracağım, muhakkak onları boş kuruntulara boğacağım, …şüphesiz onlara emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler” (dedi). Kim Allah’ı bırakır da şeytanı veli edinirse elbette apaçık bir ziyana düşmüştür… İşte onların yeri cehennemdir; ondan kaçıp kurtulacak bir yer de bulamayacaklardır.”  Şeytan ve yandaşları, batıl gayelerine ulaşmak için Allah’a, İslam’a ve şuurlu Müslüman topluluklara savaş açmışlardır. Şuurlu Müslüman toplulukların görevi, onlara teslim olmak değil, şerlerine engel olmak için onlarla mücadele etmektir: NİSA 76: “İman edenler, Allah yolunda savaşırlar, inanmayanlar ise tağut (batıl davalar ve şeytan) yolunda savaşırlar. O halde şeytanın dostlarına karşı savaşın; şüphe yok ki şeytanın kurduğu düzen zayıftır.” Allah inananların yardımcısıdır.

HAK-BATIL MÜCADELESİ
Dünya hayatımız bir hak-batıl mücadelesi imtihanıdır. Hayatımız İMAN ve CİHAT olmalıdır. MİLLİ GÖRÜŞ, günümüz hak-batıl mücadelesinde hakkı temsil eden taraftır. Batılı temsil eden taraf ise, ırkçı emperyalizm, Haçlı müttefikleri ve işbirlikçileridir. Bu mücadele basit bir mücadele değildir. Bu mücadelenin manasını idrak edenler için tek adres SAADET PARTİSİ’dir. Saadet Partisi ERBAKAN Hocamızın tabiriyle son imtihanı kazananların partisidir. Yine ERBAKAN Hocamızın tabiriyle biz Milli Görüşçüler olarak, siyaset yapmıyoruz, cihat ediyoruz. Bu mücadelede temel görevimiz, bütün insanlığın saadeti için şeytan ve yandaşlarının yürüttüğü ifsada mani olmak, adil bir düzenin ve yeni bir saadet dünyasının kurulması için bize düşeni yapmaktır vesselam.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Hakkı Akkiraz Arşivi