Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Çözüme Köstek Olan Köstebekler

Çözüme Köstek Olan Köstebekler

Acılar ülkesiyiz, kayıplar memleketiyiz, dertli milletiz, kederli insanlarız, kargaşalar kaoslar devletiyiz.

Daha bunları çoğaltabiliriz. Lakin sayıp dökmek çare değil, sancıyı çoğaltır.
Vakit ağlama vakti, dövünme vakti değil. Başımıza bütün bu belaları saranlardan ve sardıkları belalardan kurtulma vaktidir.

Çözüme köstek olan köstebekleri dinlemeden, görmeden, duymadan; tahriklerine, tertiplerine, tehditlerine aldırış etmeden çözüme kavuşma ve koşma zamanıdır.
“Allah, milletin üzerine saldıkları belaları onların kendi yüzlerine çevirsin İnşaallah” deyip, memleketin birliğine ve bütünlüğüne hizmet zamanıdır.

Her canlı Allah’tan geldi, Allah’a dönecek ve döndüğünde herkesin kendi kucağındaki kendisine ait olacak ve onun hesabını verecektir.

Hesap vereceklerimizin içerisinde eğer Allah rızası yoksa, Allah’ın dininden bir eser, Kur’an ve Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’den bir şey yoksa, diğer götürdüklerimiz bir işe yaramayacaktır.

Elbet bu söylediklerim, çözüm meselesine inananlar içindir. İnanmayan köstebeklere zaten bir diyeceğimiz olamaz. İnansalar köstek olmak yerine destek olurlar.
¥
Aile kavramından yoksun olanlarla, aile kutsallığını bilmeyen insanların köstek olduğu bu çözüm süreci, inşaallah bu sefer mutlulukla sonuçlanacaktır.
Çözüme muhalefet edenlerin insani ve imani noktada en ufak bir gerekçeleri yoktur. Bu mesele insani ve İmani bir haldir çünkü.

Kardeşliğimize destek verenler; ister insani açıdan, ister İmani açıdan olsun, sonunda amaç bir insanın bile burnunun kanamaması değil midir?
İnsan olan insanların, ülkemiz ve milletimiz adına beklentisi böyledir.
¥
Bu toprakların bütünlüğü ve kardeşliğimiz için bir başka bilanço vereceğim.
Tespit edilebilen rakamlara göre, memleketimizin her yanından I. Dünya Savaşı’nda 2 milyon 850 bin Anadolu Mehmed’i omzunda silahla cepheye gitmiştir.
Savaş sonrası bu sayı 621 bine inmiştir. Yani 2 milyon 229 bin insanımız, tam dokuz cephede can vermiş ve gazi olmuştur.

941 bin 480 şehit, 929 bin yaralı ve hasta ve 358 bin 520 kayıp ve esir. Ve bu sahip olduğumuz toprakların yüzde 80’ini kaybetmişizdir.
¥
Bir de nereleri kaybettiğimize bakalım isterseniz.
Irak bizimdi, Suriye mülkümüzdeydi, Kudüs’te sancağımız dalgalanmaktaydı. Filistin’de Suudi Arabistan’da Mehmetçik nöbetteydi. Mısır ve Libya bize bağlanmıştı.
Mekke, Medine, Taif, Bağdat, Basra, Şam, Halep, Akabe ve Midilli’de ferman-ı hümayunlarımız ses veriyordu.
¥
Yani yaklaşık 150 yıldır bu topraklarda yaşayan insanlar linç edilmek istenmiştir, yağmalanmak istenmiştir. Küçüle küçüle bir avuç kaldık.
Yüzyıllarca hiçbir ırk, dil ve din problemi yokken, eğer son 30 yıl içerisinde böyle bir şey çıkıyor ve bu yüzden insanımız başta olmak üzere, maddi manevi bütün gücümüzü harcıyorsak, kim hangi akıl ve mantıkla çözüme karşı çıkabilir?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Hüseyin Öztürk Arşivi