Mahmut Toptaş

Mahmut Toptaş

Mevlana'nın diliyle gayba iman

Mevlana'nın diliyle gayba iman

Tenler, ağzı kapalı testi gibidir. Ama testinin içinde ne var? Ona bak.” (Mevlana, Mesnevi, Amil Çelebioğlu sadeleştirmesi 6/666).

“O beden testisi abı hayatla, bu beden testisi ise ölüm zehriyle dolu.” (Mesnevi, Amil Çelebioğlu sadeleştirmesi 6/667).

“Sözdeki ortaklık sende bendedir. Kâfirle müminin birliği ten yönündendir.” (Mesnevi, Amil Çelebioğlu sadeleştirmesi 6/665).

Müminle kâfir, ırk yönüyle, renk yönüyle aynı olabilir. Taşıdıkları kan, konuştukları dil aynı olur ama kâfir, yüreğinde zehir taşırken mümin o zehrin panzehirini taşır.

“Kâfir, karga gibi, mümin, bülbül gibidir. Kâfir pislik gibidir. Mümin su gibi temizleyicidir. Kâfirler, yılanlar gibi zehir saçarlar, müminler arı gibi kovandaki şeker ambarlarını balla doldururlar.”

“Bir baksana cihan savaşla doludur. Zerreler bile Müslüman’la kâfir gibidirler.”

“Bir zerre sağa uçmada, öbürü sağ tarafı istemede.” (Mesnevi, Amil Çelebioğlu sadeleştirmesi 6/28-32).

“Bana gaibe iman edenler lazımdır. Onun için fena âlemi olan dünyanın ahirete bakılacak penceresini kapatalım.” (Mesnevi, Tahir-ül-Mevlevi tercemesi 3622).

Bakara suresinin ikinci ayetinde müttaki müminlerin özellikleri anlatılırken ilk sıraya, “Gayba iman” gelir. Allah’ı ve ahireti görmedikleri halde iman ederler. Yaratan Allah’ın sözünü kendi gözlerine tercih ederler. “Gözüm ahireti görmese de gözlerimi yaratan sensin, sen, ‘Ahiret vardır’ diyorsan doğrudur” der ve yürür.

“Hakikatin zuhuruyla gökyüzünü yaracak olsam nasıl, ‘Hel min fütur’ derim” (Mesnevi, Tahir-ül-Mevlevi tercemesi 3623).

Mülk suresinin üçüncü ayetinde, “O Allah yedi kat gökyüzünü tabaka tabaka yarattı. Gözlerini çevir bak, bir çatlaklık görecek misin?” buyurur.

Toprak, ot oluyor. Ot, koyunda et oluyor. Et, müminde ibadete, kâfirde isyana dönüşüyor.

Sular buharlaşıyor. Buhar, yağmur oluyor. Yağmur ölü topraklara can veriyor. Çiçek açıyor. Kâfirin gözü yalnız bunları görüyor. Müminin gözü bu tabiat olaylarını gördüğü gibi gönlü bu tabiat perdesinin gerisinde bunları evirip çeviren Allaha görür gibi iman ediyor.

Eğer bu dünyadan bu gözlerle cennet ve cehennem görülseydi yeryüzünde kâfir kalmazdı. Mevlana da;

“Ta ki herkes bu beşeriyet gafletinin karanlığı içinde araştırma yapsın ve her biri bir tarafa yönelsin” diyor. (Mesnevi, Tahir-ül-Mevlevi tercemesi 3624).

Gayba iman, insanları araştıranlar ve araştırmadan “ben gördüğüme inanırım” diyenler yani müminler ve kâfirler diye ikiye ayırır.

Mevlana:

“Görmeden ibadet güzel ve latiftir. Görmeden ibadet etmeyi korumak hoştur.”

“Şahın karşısında onu öven nerede, şahın olmadığı yerde ondan utanan ve ona saygıda bulunan nerede.”

“Ülkenin ucundaki bir kaleyi koruyan ve o kaleyi düşmana parayla satmayan, devlet başkanının huzurunda bulunanlardan daha iyidir.” (Mesnevi,Tahir-ül-Mevlevi tercemesi 7-3631)

Yüzüne gülüp de ardından sövenler ile ardından seni savunduğu halde yüzüne karşı bir şey demeyen aynı değildir.

Mevlana:

“O halde Allah’ı görmeden yapılan yarım zerrelik bir ameli korumak, huzurda bulunanların amellerinden yüz bin derece iyidir.” (T. M. 3632).

“İman ve itaat bu dünyada iken yapılırsa makbuldür. Ölümden sonra, gerçeği görünce yapılan iman kabul edilmez.” (T.M. 3632).

“Güneşe şahit olarak güneşin yüzü yeter. Bunun gibi Allah’ın varlığına en büyük şahit Allah’tır.” (T. M. 3636).

“En büyük şahit Allah’tır de.” (Enam süresi ayet 19).

“Allah’tan başka baki olan birinin olmadığına Allah, melekler ve adaletle kaim ilim adamları şahitlik yaparlar.” (T.M. 3638) (Ayet için bak; Ali Imran süresi ayet 18).

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahmut Toptaş Arşivi