M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Bunların burada ne işi var?

Bunların burada ne işi var?

Şimdi öyle mi bilmiyorum, bir ara, yirmi yıl kadar önce, tesettürlü muhafazakâr hanımlar, egemen azınlık vesayet sistemi mensuplarının mekânlarına gittikleri zaman, “A bunlar burada ne arıyor?” diyenler vardı.

Egemen azınlık vesayet sistemi, bir apartheid sistemiydi. Kendilerini laik, çağdaş, devrimci, Atatürkçü ve “ötekilerden” üstün gören ve gösteren mutlu azınlık mensupları; tesettürlü, namazlı, millî kültüre, devamlılığa bağlı çoğunluk mensuplarını, ikinci sınıf vatandaş, sömürge yerlisi görüyor, onlara aşağılayıcı gözle bakıyordu. Vaktiyle Güney Afrika’nın ırkçı beyazlarının zencilere baktığı gibi.

Egemen azınlıkların, vesayetçilerin ilkeleri neydi?

Anayasaya göre bütün vatandaşlar eşittir ama biz ötekilerden daha eşitiz.
Elbette din, inanç, ibadet hürriyeti vardır ama bunun sınırlarını biz çizeriz, keyfî kısıtlamalar yaparız. Bu sınırları aşanların canlarını yakarız.
Laiklik Cumhuriyetin ve demokrasinin olmazsa olmaz temel şartıdır derlerdi ama onların laikliği gerçek laiklik değildi, laikçilikti.
Laikliği bahane ederek çoğunluğun, halkın temel hak ve hürriyetlerini kısıtlamışlardı.
Çoğunluğu oluşturan Müslümanları, sırf dini inançlarından, ibadetlerinden, zikirlerinden, kanaatlerinden, dinî kitap okumalarından dolayı ağır cezalarda yargılamışlar, ağır hapis cezalarına çarptırmışlar ve zindanlarda çürütmüşlerdi.
M. Kemal’in kapattırdığı Mason localarını açmışlardı ama Tasavvuf tarikatlarını ve tekkelerini açmaya yanaşmamışlardı.
M. Kemal’in ölümünden sonra oluşturulmuş Kemalizm ideolojisini bir din haline getirmişlerdi.
Bir M. Kemal kültü, Sezarizm çıkarmışlardı.
M. Kemal kültünü (cult) ve Kemalizmi evrensel insan haklarının, millî kimliğin, millî kültürün, halk iradesinin üzerinde tutmuşlardı.
Türkiye’yi babalarının atalarının çiftliği gibi görüyor, halkı, mandıralarındaki sütlü inekleri sevdikleri gibi seviyorlardı.
Çoğunluğun lisanını, tarihini, kültürünü tahrif etmişlerdi.
1923’te bir İslam cumhuriyeti olarak kurulan cumhuriyeti bir Dönme Kripto Yahudi cumhuriyetine çevirmek istiyorlardı. (İlk cumhuriyetin anayasasının ikinci maddesi, Devletin dini İslam’dır idi.)
***

Türkiyede hiçbir zaman gerçek laiklik olmamıştır. Devletin, Genelkurmay Başkanlığı gibi resmî bir Diyanet İşleri Başkanlığının bulunduğu, bütün camilerin devlet malı olduğu, bütün din görevlilerine devlet tarafından maaş ödendiği bir sisteme laik demek için aklını yitirmiş olmak gerekir.

***

Müslüman!.. 28 Şubatta yapılan zulümleri hiç unutma.

***

Batı ölçülerine göre en fazla din hürriyeti İngiltere krallığındadır. Orada yaşayan milyonlarca Müslüman bu hürriyetten yararlanmaktadır. Türkiye madem ki, Batıyı örnek alıyor, kendi Müslüman halkına İngiltere’de olduğu gibi ve kadar geniş din hürriyeti vermelidir.

***

İslam bütün mü’minleri ve Müslümanları tek bir Ümmet olarak görüyor. Ümmet birliğini parçalamak büyük günah ve suçtur. Her Müslümanda Ümmet şuuru bulunmalıdır. Ümmet şuuruna sahip olmayan Müslüman iyi, sâlih, medenî bir Müslüman değildir.

***

O cami helası ibriği zihniyetli cahil, bedevî ve kaba adam doğru dürüst islamî hizmet edemez.

***

Dinin ve tasavvufun içini boşaltan boş herifler...

***

Dini tencerede kaynatıp yemek yapıp yiyenler...

***

İslamın beş temel şartından biri zekâttır. Zekât, Kur’ana Sünnete Şeriata fıkha uygun bir şekilde dosdoğru verilse, şu ülkede bir tek fakir, miskin, sefil, aç, sürünen Müslüman kalmaz.

***

Lüks telefonu olan kimseye zekât verilmez.

***

Çocuklarına doğru ilmihal bilgilerini öğretmeyen veya öğrettirmeyen anne babalar, veliler onlara büyük hainlik ediyor.

***

Sen bu fitnevizyon cihazının sana ve ailene ne büyük kötülük ettiğini, ne günahlar kazandırdığını bilseydin, onu pencereden sokağa atardın.

***

Gıybet büyük ve çok çirkin bir günahtır. Gıybet edene, kardeşim gıybet etme denilince, ben gıybet etmiyorum ki, bu ettiğim sözler gıybet değildir diyen kimse küfre düşer.

***

Devamlı olarak beyaz, çok beyaz, en beyaz kepeksiz ekmek yiyenler uzun vadeli intihar etmiş olur. Sağlıklı yaşamak için kepekli tabiî ekmek tüketmek gerekir. Tabiî ekmek hem gıdadır, hem şifa.

***

Peygamberin (Salât ve selam olsun ona) elinden çok büyük servetler geldi geçti. Hepsini Allah yolunda tasadduk ederdi, bazen akşam evinde yemeği yiyeceği olmaz aç kalırdı. Peygamberin varisleri, vekilleri, halifeleri; parayı, malı sevmezler, çok yemezler, lüks ve israf içinde yaşamazlar.

***

Tek başına altmış liralık yemek yemeye hazırlanan birine: Yanına iki kişi al, Süleymaniye’deki Beydağı lokantasına git, üç kişi altmış liraya doyun. Bu senin için daha hayırlıdır.

***

Yanmak istemiyorsan nârda, mütevazı ol.

***

İslam malik olmak dini değil, olmak dinidir.

***

Nice az topluluk, Allah’ın izniyle, büyük topluluğu yenmiştir mealindeki ayetten ibret alalım, vasıflı ve güçlü Müslümanlar olalım.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi