Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Yalan ve iftira ile siyaset olmaz

Yalan ve iftira ile siyaset olmaz

Seçim kampanyaları seçime girmeye hak kazanmış partilerin neler yapmayı düşündüklerini, bunların programını millet ile paylaşarak oy istedikleri dönemlerdir. Genel seçimlerin ülke geneline yönelik tekliflerin, mahalli seçimler ise il ve ilçelerin ihtiyaçlarının tespiti ve bu ihtiyaçların nasıl çözümleneceğine dair adayların düşüncelerini hemşehrileri ile paylaştıkları kampanyalardır. Her zaman böyle olmasa da böyle olması gerekiyor. Ancak giderek ülkemizde seçim kampanyaları partilerin tekliflerini ve düşüncelerini toplum ile paylaşma kampanyaları olmaktan çıkartılarak birtakım iftira ve yalanlarla seçmenin etkilenmeye çalışıldığı hale dönüştü. Özellikle iktidar sözcüleri ya uzun yıllar iktidarda olunması sebebiyle güç sarhoşluğuna sürüklendi ya da altlarından iktidar koltuğunun kaymakta olduğunu görmenin telaşı ile insanın aklının almadığı birtakım ithamlarla muhalefet partilerini topyekûn bir çuvala doldurarak karalamayı iş edinmiş durumda.

Son genel seçimlerde ilk defa hayata geçirilen seçim ittifakları ile ilgili yasal düzenlemenin sahipleri oldukları halde, özellikle de ittifakları yasal bir zemine kavuşturmak gerektiğini, ülkemizde siyasi istikrarın sağlanması için ittifakların zorunlu olduğunu savunarak ittifakları öngören zeminin hazırlanmasını sağlayan iktidar kanadı, seçimlerde bu düzenlemenin hayata geçirilmesine sıra gelince sadece kendi yaptıkları ittifakı yasal bulup kendilerinin dışındaki ittifak, hatta görüşmeleri bile terör ile ilişkilendirmek gibi bir yola saptılar. Hatta bir parti terör örgütü ile irtibatlandırılarak, bu parti merkeze alındı. Halbuki, söz konusu parti genel seçimlerde hiçbir ittifakın içinde değildi ama, buna rağmen iktidar kanadı ısrarlı bir şekilde o partiyi de ittifaka dahil etti ve böylece kendilerinin dışında kalan tüm partileri terör yandaşı olarak ilan ettiler. Halbuki böyle bir yaklaşımın gerçekle bir alakası olmadığı gibi, siyasi edebe de uygun değildi.

Genel seçimlerin ardından önümüze gelen mahalli seçimlerde  böyle bir kamplaştırmanın gündeme gelmeyeceği düşünülürken, iktidar kanadı aynı tavrını bu seçimlerde de sürdürüyor. Hem de bu seçimlerdeki tavrı genel seçimlerdeki tavrından bir adım daha ileri götürerek, özellikle Saadet Partisi’nin dahil olduğu bir ittifak söz konusu değilken iktidar kanadı olmayan bir ittifakı olmuş gibi göstermekte ısrar ediyor. Böyle bir tavrı insan izahta güçlük çekiyor. Çünkü bu  durum en hafif ifadesiyle seçmenin aklı ile alay etmek değilse nedir?

AK Parti Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sivas’ta yaptığı konuşmada ısrarlı bir şekilde CHP; HDP, İP ve Saadet’i bir araya getirdi, ittifak halinde olduklarını ileri sürdü. Ardından Aydın’da yaptığı konuşmada kendi dışlarında oluşan ittifakı ’4’lü çete’ olarak nitelendirdi. Halbuki bir parti ya da grubu çete olarak nitelendirmek, bunların yasa dışı olduğunu söylemek anlamına gelir. Eğer, söz konusu dört parti yasa dışı örgütler ise bu kararı vermek durumunda olan iktidar partisi genel başkanı değil, yargıdır, yargı olmalıdır. Aksi halde yargıyı bir kenara itmek, ”Ben ne dersem odur” gibi bir yaklaşım gündeme gelir ki şahsen böyle bir anlayışın hüküm sürdüğü bir ülkede iktidar ile aynı görüşü paylaşmayan vatandaşlar için hayat çekilmez hale gelir. Buna da kimsenin hakkı olmaması gerekir. Kaldı ki, böyle 4’lü çete olarak nitelendirme bu partilere seçimlerde oy verecek olan seçmeni de yasa dışı örgütlerle birlikte olmak gibi bir noktaya sürükler ki, böyle bir durumda seçim yapmanın anlamı kalmaz.

50 yıllık meslek hayatımda çok sıkıntılı dönemler yaşadık. Özellikle darbe dönemlerinde darbecilerin yaptıkları anayasalara millet oy vermek durumunda kaldı. Böyle darbe yönetiminden bir an evvel kurtulmayı düşündü. Şu anda öyle bir dönem yaşanmadığına göre, iktidar kanadı niçin ısrarlı bir şekilde kendileri dışında kalan partilerin ya illegal ya da illegallerle birlikte hareket ettikleri ithamını sürdürür? Böyle bir seçim kampanyasının ülkemize huzur getirmeyeceğini hatırlatmakta yarar görüyorum. Artık farklı düşüncelere tahammülü öğrenmek durumundayız.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi