Abdelwahab El Affendi

Abdelwahab El Affendi

Demokratik olmayan siyasi rejimler, din ve düşünce alanındaki baskı ve kısıtlamalar, işgaller ve işgal tehditleri ile yoksulluğun pençesindeki Müslüman halklar bu sorunlarından kurtulmak için bir yandan Batılı sistem ve politikalardan medet umarken, bir yandan da Batı'dan gelen siyasi, askeri ve ekonomik tehditlerle karşı karşıya duruyor. Habervaktim.com olarak İslam dünyasının içinde bulunduğu mevcut durum, Türkiye'nin Avrupa Birliği yolu, din ve demokrasi ile İran'a karşı Batı'dan gelen tehdit konularını İslam dünyasının önemli düşünce adamlarından Dr. Abdelwahab El Affendi'ye sorduk.

Londra'da dünyanın önemli enstitülerinden Center for Study of Democracy'de öğretim üyesi olan Dr. Abdelwahab El Affendi, aynı zamanda Sudan devriminin liderlerinden Hasan Turabi'nin de yakın arkadaşı. El Affendi, 2006 yılında İngiltere'de İslam düşüncesine olan katkısından dolayı Muslim News Allama Iqbal tarafından yılın bilim adamı seçildi. İslam ve demokrasi ile Ortadoğu'daki rejimler konusunda sayısız makalesinin yanı sıra birçok da kitabı bulunan Al Effendi, ayrıca Batı dünyasının önemli siyasi teorisyenleri Prof. John Keane, Prof. Chantal Mouffe ve Prof. John Owens'la da aynı enstitüde ortak çalışmalar yapıyor.

Aşağıda tamamını okuyacağınız röportajda Dr. Abdelwahab El Affendi, daha önce destek verdiği Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili olarak da çarpıcı açıklamalarda bulunuyor. El Affendi'ye göre Türkiye demokratikleşirken AB'nin kuyruğunda değil, İslam dünyasının öncüsü bir ülke olarak yoluna devam etmeli.

(Mehmet Nedim Aslan - habervaktim)

İSLAM DÜNYASI DEĞİL AMERİKA ÇIKIŞ YOLU ARAMALI

Sayın El Affendi, Irak, Afganistan, Filistin ve diğer Müslüman ülkelerdeki kaotik durum ve savaş ortamını göz önünde bulundurursak, Müslüman dünya nasıl bir çıkış yolu aramalı bu mevcut durumdan kurtulmak için?
Aslında bu çok genel ve büyük bir soru. Sanırım bu soru İslam dünyasından ziyade Amerika, İsrail ve NATO için geçerli olabilir. Çünkü bunların bir çıkış yolu bulmaları gerekir bulundukları bataklıktan çıkmaları için. İslam dünyasına gelince, Müslüman ülkeler yaşadıkları sorunlara farklı çözümler bulabilirler. Her ülkenin içinde bulunduğu coğrafi, kültürel ve diğer sebeplerden dolayı farklı stratejiler izleyerek, problemlerinden kurtulabilir. Ancak dediğim gibi, burada çıkış yolu İslam dünyası için değil, Amerika, İsrail ve NATO için geçerlidir.

DİN OLMADAN DEMOKRASİ DE OLMAZ

Batı'da Müslüman dünyanın içinde bulunduğu sorunların demokrasinin olmamasından kaynaklandığına dair bir inanç hakim. Ancak, bir yandan da Batı, Müslüman ülkelerde demokratik sürece katılmak isteyen dini ağırlıklı partilere şüpheyle bakıyor ya da Hamas örneğinde olduğu gibi reddediyor. Sizce, İslam dünyasında dinsel bir siyaset ve din ağırlıklı partiler olmaksızın demokrasi olabilir mi?
Demokrasi barış ve özgürlük içinde yaşamanın bir yoludur. Burada dindar ya da dindar olmamayı siz kendiniz seçersiniz. Önemli olan bu iki görüşün birlikte harmoni içinde yaşamasıdır. Demokrasi tüm bu farklılıkları içinde barındırır ve korur. İslam dünyasında ya da başka bir yerde dini ağırlıklı partilere baskı uygulayarak ya da onları kapatarak demokratik bir düzen sağlayamazsınız. Dolayısıyla, İslam dünyasında dini partilerin bu sürece katılmaları, demokrasi adına hem kendileri hem de karşıtları için önemli bir gelişme sayılmalı.

TÜRKİYE SARKOZY İKİYÜZLÜSÜNÜN AŞAĞILAMALARINI KABUL ETMEMELİ

Türkiye'de AKP'nin iktidara gelmesinden sonra Avrupa Birliği ile girdiği yakın işbirliği, Türkiye'de güçlü bir demokratik düzenin oluşabileceğine dair inancı da arttırdı. Ancak Türkiye'nin AB'ye katılmak için gösterdiği coşkulu çaba, AB'den aynı tepkiyi görmüyor. Size göre Türkiye'de istikrarlı bir demokrasinin oluşabilmesi için AB üyeliği şart mı?
Bana göre, kendisine güvenen ve kendisine saygısı olan her ülke, demokrasiye geçebilmek için kendisini bir birlikten ne saklamalı ne de bu birliğe iliştirmeli. Bu yüzden Türkiye'nin demokrasiye doğru ilerlemesi için illa ki AB'ye girmesine gerek yok. Bana göre, Türkiye ancak tüm Avrupa Birliği ülkelerinin gelip ricada bulunmasıyla bu birliğe katılabilir. Bunun dışında Türkiye'nin AB'ye girmesi için bu kadar çaba sarf etmemesi gerekir. Türkiye'nin Sarkozy gibi iki yüzlü politikacıların aşağılamalarını ve reddetmelerini kabul etmesi onurlu bir tavır olmaz. Türkiye'nin en doğru yeri bundan sonra Müslüman dünyanın lideri olmaktır. Türkiye için, Avrupa'nın sıradan bir üyesi olmaktansa Müslüman dünyanın liderliğine girişmesi en doğru tercih olacaktır.

İRAN'A SALDIRI BİN YILLIK BİR SAVAŞI BAŞLATIR

Ortadoğu'da Irak ve Filistin'den sonra Amerika ve İsrail şimdi de İran'a yönelik bir saldırının hazırlığı içerisindeler. Size göre, böyle bir saldırının sonuçları ne olabilir ve Türkiye ve diğer Ortadoğu ülkeleri böyle bir saldırı gerçekleşirse ne yapmalı?
İnşallah Amerika ya da İsrail böyle bir deliliğe kalkışmaz. Böyle bir saldırı gerçekleştirmek için deli olmak gerekir. Saddam ya da Taliban gibi popüler olmayan ve izole edilmiş ülkelere saldırmakla, bölgede istikrarlı ve iyi işleyen bir ülke olan İran'a saldırmak farklı şeylerdir. Böyle bir durum, bin yıl sürebilecek bir savaşa neden olabilir ve Amerika ve Avrupa'daki demokrasileri de ortadan kaldırabilir. İran'a yönelik bir saldırı karşısında Türkiye'nin ve diğer Ortadoğu ülkelerinin yapabileceği çok şey yok aslında. Bu durumda bu ülkelerin tek yapacağı şey, kendilerini bin yıl sürecek bir savaşa hazırlamaları olacaktır.

İRAN TEHDİDİ ABARTILIYOR
Amerika'nın, bölgede İsrail'in güvenliğini sağlamak ve enerji kaynaklarını kontrol etmeye kadar giden bir sürü amaçla İran'a saldırmayı planladığı söyleniyor. Size göre ABD, İran'a savaş açmakla neyi amaçlıyor olabilir?
Amerika'nın resmi olarak ortaya koyduğu amaç, İran'ın bir nükleer güç haline gelip İsrail'i tehdit etmesini ve bölgede süper güç olmasını engellemek olarak görülüyor. Ancak her iki durumda da bu tehdidin abartıldığı kanısındayım. Ancak İran eğer nükleer bir güce sahip olsa bile, dünya barışına olan tehdidi Kızıl Çin ve Sovyet Rusya'nın ortaya koyduğu tehditten fazla olmayacaktır. Dolayısıyla İran'a gösterilen tepkinin Amerika'nın bölgeyi tamamen kontrol altına alma çabasından kaynaklanan bir abartılı tepki olduğunu düşünüyorum.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.