HASAN AKSAY, Habervaktim’e konuştu

HASAN AKSAY, Habervaktim’e konuştu

Millî Görüş partilerinin tamamında kurucu olarak yer alan Devlet eski Bakanı Hasan Aksay, İsrail vahşetinin asla karşılıksız kalmayacağını ifade ederek, “Akdeniz’e dökülen şehit kanı, Firavun’u boğan Kızıl Deniz olup, zulmü, zalimi boğacak” dedi.

Türk siyasetinin duayenlerinden olan Hasan Aksay, İslam’ın yükselen değer olduğunun altını çizdi ve “Hıristiyanlar ve Museviler Müslümanları dinlerinden etmek için çok büyük kaynak aktarıyorlar. Buna rağmen, İslam yükselen değerdir. Bütün hakimiyet Kur'an'da. Onu okuyan vicdan başka bir şeye yönelemiyor” diye konuştu. Habervaktim’i ziyaret eden Devlet eski Bakanı Hasan Aksay’la gerçekleştirdiğimiz söyleşi şöyle:  

-İsrail’in Filistin’e yardım gemisinde gerçekleştirdiği katliam gündemdeki yerini koruyor. Neler söyleyeceksiniz?

Savaşta dahi siviller korunur. İsrail, yardım gönüllülerine, uluslararası sularda, dünyanın gözleri önünde, katliam yaptı. İyilik gemilerini can pazarı haline getirdi. İsrail’in gerçek hüviyeti, Davos tanıtımından sonra, bir kere daha vahşetle dünyaya sergilendi. İsrail ablukası Filistin, Gazze’li müslümanlara, kendi vatanında, tünellerle olsun dışa açılıp bir nefes alma imkanı bırakmıyor. Üstelik, istediği an, 1,5 milyon insanı, kimyasal silahlarla bombalıyor. Dünya seyrediyordu. Bana göre nihayet yolun sonuna gelindi. İnsani yücelik ve erdemlerden doğan yardım gemileri ve fedakar insanlar kurşunlandı. Şehit edildi. Yaralıya kelepçe vuruldu. Bu kurşunlar vicdanlara, bu tahkir gayreti insanlığa. İnsanlığın sabrı, 60 yıldır zorlandı, “Yeter!” dedirtti. İnsanlık, sorumluluklarını yüklenecektir.

-Bu vahşet karşılıksız kalmayacak diyorsunuz?..

Öyle. Bakın, İsrail Gazze’de bir buçuk milyon insanı canlı canlı gömülmeye mahkum etmek istiyor. Hapishane insanına bile su, yiyecek kısacası her şey verilir. Ama İsrail ne yaşam hakkı bırakıyor, ne insanlık hakkı bırakıyor. Her tarafı kuşatmış. Arada bir bombalıyor, arada bir kimyasal silah bile kullanıyor. Kısacası her vahşeti gösteriyor. 1948’den beri 3-5 milyon insanı vatanından kovdular. Yüzbinlerce insan onyıllardan beri vatanına hasret bir şekilde şurda burada, sürgünde, hapishanede ölüyor. Dünyanın gözü önünde bir millet kendi vatanından, binlerce yıl yaşadığı vatanından edilmeye çalışılıyor. Silahlı bir eşkıya grubu geliyor, sen de yaşa ben de yaşayayım da demiyor, burası artık bizim diyor, direnirseniz ölürsünüz diyor. Yapılan bu. Ama bu mesele Allah’ın izniyle hallolacak. Ve bu vahşeti sergileyenler bu oranda kaybedecek. Bu güne kadar hiçbir vahşet karşılıksız kalmış mıdır?

KAYNAĞI VİCDANDIR, İMANDIR, İNSANLIKTIR

-Türkiye’nin tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Gerekli tepkiyi gösterdiğimiz kanaatindeyiz. Bir olduk. Tepkimizi, öfkemizi haykırdık. Tüm dünya gördü. Filistin’i yalnız bırakmayacağımızı tüm dünya gördü. Filistin’e destek, Filistin halkının yanında yer almak insanlık hareketidir. Kaynağı vicdandır, imandır, insanlıktır. Başlamıştır. Bütün vicdanları saracak. Hedefine varacak. Akdeniz’e dökülen şehit kanı, Firavun’u boğan Kızıl Deniz olup, zulmü, zalimi boğacak. Çünkü bu hareket, ilk günden, Ortadoğu’yu fitne ve zulme düşüren, insanlığa meydan okuyan İsrail pervasızlığına karşı müthiş bir ses ve iklim doğurdu; insanlık vicdanını uyardı, uyandırdı, rahmet oldu. Zulmün, fitnenin merkezi Siyonizm, ciddi bir yalnızlığa düştü. Derin örgüt avukatlarından fahrilerine, İslam düşmanı destekçilerine kadar şaşkınlaştılar veya aşırılıklarla gayelerine ters düştüler. Bu iyilik hareketi, Yahudi ile Siyonist’i; ABD halkı ile ABD’deki çatırdayan Siyonist organizasyon egemenliğini ayırmak gereğini anlattı.

-ABD ve Batı yönetiminde Siyonizmin etkisi öyle bahsedildiği kadar yüksek midir?

ABD ve Batı yönetimlerinde Siyonizm etkilidir. Özellikle Bush gibi, “Benden değilsen düşmanımsın” diyecek kadar, kaba kuvvete tutsak düşen yönetimler zamanında Amerika, Siyonizm’e teslim olmuştur. Vicdan devre dışı kalmış, Siyonist örgüt destekleriyle güç ve imkan kazanan makam ve yetki sahipleri, Siyonist çıkarlara teslim olmuşlardır. Bu tercihin, ABD ve onun gibi birçok ülkenin üst kadro ve imkanlılarını Siyonizm’in sömürge askeri haline getirdiği devirler olmuş ve olmaktadır.

-Masonlar, Rotaryenler, Lionslar Siyonizmle birlikte anılır hep. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

Ben yıllarca teşkilat başkanlığı yaptım. Bir şey söyleyeceğim, bu rotaryenlerin, lionsların Türkiye’de binlerce şubeleri var. Tüm dünyada onbinlerce şubeleri var. Ortada bir menfaat olmadan binlerce teşekkül nasıl yaşar? Ne yer ne içer bunlar? Bunları ayakta tutabilmek kolay bir şey değil. Laf olsun diye toplanacağız falan olmaz. Bunlara dikkat etmemiz gerekir. Masonluk ve yan kuruluşları olarak bilinen Rotary ve Lions gibi örgütler ağı, Batı’da olduğu gibi diğer birçok devletin kadrolarında da tahribat yapmıştır. ABD’de yüzde 1’i bulmayan Siyonistler, 435 üyeli ABD Temsilciler Meclisi’nde 30’dan fazla üyeye sahiptir. Örgüt yandaşlarıyla daha büyük imkan kazanmaktadırlar.

ASIL 1. DÜNYA SAVAŞI

-Basında çıkan “Asıl 1. Dünya Savaşı, 1. Dünya Savaşı'ndan çok önce yapıldı” şeklindeki sözünüzü biraz açar mısınız?

Öyle tabi. Kastım şuydu: Asıl 1. Dünya Savaşı’nı üç tane Yahudi yaptı. Bir Darvin yaptı bu işi. 'Ey insanoğlu, sen insan değilsin, sen hayvansın. Hayvandan da öte bir maymunsun. Senin öyle insani değerin, yüksekliğin yok' diyerek. Bu çok büyük bir tahribat yaptı. Çünkü insanı asıl değerinden, yaradılış hikmetinden, asıl nimetinden uzaklaştırdı. Edepten hayadan uzaklaştırdı. Hayvan olunca, artık bir sorumluluğu yok. Halbuki insan, mutlaka sorumludur. Eşcinsellikler ve benzeri bütün namussuzlukların temeli bu hayvanlıktan ileri geliyor.

-Peki ya diğerleri?

Daha sonra da Freud diyor ki, -tam Kur'an-i Kerim'in buyurduğu gibi, 'Eğer insan iman sahibi değilse hayvandan da aşağı düşer diyor ya-, 'İnsan Freud'la hayvandan da aşağı düşüyor. Nasıl? Freud diyor ki, 'Çocuk anasını emerken şehvetle emer.' Yani bu kadar insanı pespayeleştiriyor. Ben hiç köpekle uğraşmadım ama, yazlık bir ev vardı, oraya bir tane kangal köpeği getirdiler. 42 günlükken getirildi. Çok da bakılmaya muhtaç. Bunun kitabını okuyun, nasıl bakılacaksa bakın dedim. Kitabını okuyorsun, anası, atası belli. 'Bu cins olanlar, diploma verdiğimiz köpekler, 10 yıl sonra arasından bir dişi köpek doğsa, onu kokusundan tanır ve kesinlikle onunla çiftleşmez.' Bu kangal köpeği, böylesine cins bir hayvandır. Şimdi bu durumda, bunlar köpekten de aşağıya düştüler yani.

-Dünyada İslam’ın, Müslümanların etkisinin her geçen gün yükseldiği görüşüne katılıyor musunuz?

Kesinlikle. Zaman zaman aksini yansıtan olaylar yaşansa da dünya Müslümanları takdir ediyor. Güney Afrika'da Müslümanların nispeti yüzde üç. Ama bir Müslüman'ı başa getirdiler. Malezya'ya giden bir kardeşimiz anlatıyor. Bir Çinli ile münasebeti var. Çok zengin bir arkadaş, Çinli de Malezya da yatırımları olan biri. Çinliye diyor ki, 'Siz burada ekonominin yüzde 75'ine sahipsiniz. Sermayenin yüzde 75'i sizin elinizde. Nüfusun da yüzde 35'ine sahipsiniz. Siz neden hükümette bir bakanlık istemiyorsunuz. Bir bakan sizden olmalı.' Çinli de diyor ki, 'Sen ne diyorsun, hakimlerin içinde Budist hakimler de var. Bizim bir davamız olduğu zaman sabaha kadar dua ediyoruz, yarabbi Budist hakime düşmesin de Müslüman hakime düşsün diye. Sabaha kadar dua ediyoruz. Bu nedenle bırak Müslümanlar idare etsin. Onlar daha dürüst daha iyi, daha adil.' Muhakkak ki çürük olur ama onlarda bu nispet çok büyük. Sağlam Müslüman'da fire çok daha azdır. Bir tane istisnayı alıp ortaya çıkarmakla hiçbir şey olmaz.

-Ancak tüm bunlara rağmen Müslümanları karalamaya çalışabiliyorlar.

İnsanlık vicdanını bunlarla da kandırmak mümkün değil. Yahut da, provokatif olaylarda Müslüman olmayanı Müslüman göstererek, acayip insanlara 'Müslüman'ım' dedirterek, onları ortaya salarak da Müslümanlara leke sürmek mümkün değil, çünkü herkesin aklı var, fikri var, herkes görüyor. Müslüman'ın ne olduğunu, Müslümanlığın nasıl değerli bir şey olduğunu. Müslüman olduktan sonra, o kadar aklı olduktan sonra, kimse ahiretini bu dünyaya satmaz.

DİN DÜŞMANLIĞI DEĞİL, SADECE İSLAM KARŞITLIĞI


-Ateistlerin çabalarını nasıl görüyorsunuz?

Ateistle dinsiz arasında bir fark vardır. Bugün dinsizlerin sayısı dünyada yüzde 19'a çıktı. Ateistler ise, kelaynaklara dönüyorlar, azalıyorlar. Yüzde 8.7 kaybetti ateistler. Dinsizler, inanamayan insanlar, ateistler ise hem dinsiz, hem din düşmanı. Fakat İslam ülkelerinde ateist olmadan da din düşmanı olanlar var. Neden? Din düşmanı değil bunlar. Bunlar sadece İslam düşmanı. İslam'a öfkesi var. Yahut da İslam karşıtlarının çok güçlü olduğuna inanıyor. 'Onlardan yana olursam Oscar kazanırım, başka ödüller kazanırım, madalyalar alırım, maaşım yükselir, bir yere gelirim diye, materyalist olduğu, inanamadığı, dinsiz olduğu için yalnız İslam'a karşı düşmanlık sergiliyor. Bunlara da biz ateist diyoruz.

YÜKSELEN DEĞER İSLAM

-Dünya üzerindeki Müslüman nüfusun hızla arttığı söyleniyor. Bu hızlı artışı neye bağlıyorsunuz?

İslam yükselen değerdir. Başka kim ne söyleyebiliyorsa söylesin. Dünyada bütün dinlerde hepsinde gelişmeler olmuş zamanında. Ama mesela Türkiye'nin 1920'lerdeki nüfusu ne kadar; 16 milyon. Şimdi ne kadar; 70 milyon. 70 milyona göre nispi olarak dünyada yükselen bir din yok. Hepsi azalmış. En çok yükselen din normalde Hıristiyanlar, çok çalışmışlar, çalışmalarının karşılığını vermiş Allah. Buna rağmen, nispi olarak, artan nüfusa göre yüzde 8.7 azalmış Hıristiyanlar. 1900 yılından 2000'e kadar bu oranda azalmışlar. Dünyada yalnızca Müslümanlar yüzde 54.6 artmışlar. Aslında İslam'ın son dönemdeki yükselişi çok daha hızlı.

-İstiklal harbinden sonra Müslümanların sahip olduğu devlet sayısı da arttı...


Aslında Müslümanların İstiklal harbinin sonunda yani 1920'nin sonunda 4 tane bağımsız devleti vardı. Şimdi ise 67 tane. 4'ten 67'ye çıktı. Aslında kaça çıkacak; 92'ye. Bir takım yerlerdeki mücadeleleri tamamlayıp devlet olunduğu zaman-ki olacak-mesela Çin'de Doğu Türkistan. Türkiye'den büyük ve çok zengin bir ülke. çok zulüm altında, buna rağmen İslam'ı bırakmıyor. Adamlar diyor ki, '18 yaşına kadar camiye gitmeyeceksin, işçiysen, memursan, çocuksan camiye giremezsin', o kadar sayıyor ki, geriye kimse kalmıyor zaten.


BU BAŞKA BİRŞEY

-Hıristiyanlar ve Museviler Müslümanları dinlerinden etmek için çok büyük kaynak aktarıyorlar. Buna rağmen, İslam böyle.

Tabi. Bütün hakimiyet Kur'an'da. Onu okuyan vicdan başka bir şeye yönelemiyor. Biz propaganda yapmıyoruz ama İslam o kadar güçlü bir şey ki, propagandaya ihtiyaç duymuyor. Bu gücün karşısında durabilecek kimse yok. Şimdi düşünün, şimdiki hesapla 200 milyondan fazla koyun keserek her sene bütün dünya fakirlerine ziyafet çekiyoruz. Bu ne korkunç bir şey. 200 milyon koyun. Bunu kimse yapamaz. Dünyanın en büyük şirketleri toplansa yapamaz. 10 sene sonra dünya Müslümanları, bu günkü hızla gittiği zaman zenginlikte 1 milyar koyun keseceğiz. 1 milyar koyunla bütün dünyaya ziyafet çekeceğiz. Aç kimse kalmayacak. Bu başka bir şey.

HABERVAKTİM.COM

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.