1400 yıllık Ensar ruhunu hatırlattı

1400 yıllık Ensar ruhunu hatırlattı

Twitter’a yazdığı bir mesajla ‘Evim Evindir Van’ kampanyasının başlamasına vesile olan gazeteci Ahmet Tezcan, “Van depremiyle büyük bir millet olduğumuzu, 1400 yıllık Ensar ruhunun yok edilemediğini, genetik kodlarımızdan silinip atılamadığını gördük.” diyor.

Van depreminin ardından gazeteci Ahmet Tezcan’ın Twitter’da yazdığı bir mesaj, bugün önemli bir projeye kapı araladı. “Boş evi olanlar kış süresince bunları Vanlılara veremez mi?” diye soran Tezcan’a binlerce insandan olumlu cevap geldi. Ve “Evim Evindir Van” kampanyası, bir bakanlık projesi oldu. Tezcan’ın başlattığı ve Bakan Fatma Şahin’in koordinasyonunu üstlendiği kampanya kapsamında ilk olarak 60 aile İstanbul’a getirilecek. Ahmet Tezcan ile ‘Evim Evindir Van’ı konuştuk.

-“Evim Evindir Van” sizin Twitter’da yazdığınız bir mesajla başladı. Şimdi bir projeden bahsediyoruz. Sizi, o mesajı yazmadan önceki ana götürelim. Neydi sizi böyle bir düşünceye sevk eden?

Van depremini duyunca hemen televizyonu açtım. İlk görüntülerdi. İnsanların paniği falan. Çaresizliğimi hissettim. 99 depremini hatırladım tabii ki. 99 depremi ağustosta idi. Mevsim yazdı ve insanlar gece sokaklarda sabahlayabilmişti. Ama şimdi kış. Kar kapıda. Aklıma ilk gelen, ‘Bu insanlar karda kışta ne yapacak?’ sorusu idi. Twitter’a bir mesaj yazdım. ‘Boş evi olanlar kış süresince Vanlılara veremez mi?’ diye. Sonra İstanbul’da sadece gittiğimde kalmak için boş tuttuğum evimi Vanlı depremzedelere açmayı düşündüğümü yazdım ve bir anda yayıldı.

-O mesajı yazarken gelişip bir projeye dönüşeceği aklınızdan geçmiş miydi?

Tabii ki hayır. Genellikle takipçilerim, her yazdığımla ilgilenir. Çünkü mümkün olduğu kadar içi boş twit atmamaya çalışıyorum. Gene ilgilenirler, hatta birkaçı ‘bravo, büyüksün baba!’ gibi tepkiler gösterir sanmıştım. Aynı anda binlerce insan da aynı şeyleri düşünmüş olmalı ki ben de evimi açarım diyenlerin sayısı on binleri geçti.

-Bu girişimi, Medine’ye hicret eden Muhacirlere Ensar’ın evlerini açmasına benzetenler oldu…

Bunu ben söyledim. Okan Bayülgen, TV8’deki programlarını ‘Evim Evindir Van’ kampanyasına ayırdı ve beni bu fikrin mucidi olarak olarak takdim etti. İtiraz ettim ve bu fikrin asıl mucidinin ve fikir babasının 1400 yıl önce bunu en mükemmel hâliyle uygulayan Ensar ve Muhacirler olduğunu söyledim. Hatta bir ara “Ben olsam olsam bu fikrin torunu olabilirim.” dedim ama şimdi düşününce bunun bile edepsizlik sayılabileceği kanaatindeyim. Zira bizimki, Ensar ve Muhacir’in dayanışmasının, kardeşlik hukukunun milyonda bir ölçeğindeki taklidinden ibaret.

-Bu girişime devletin sahip çıktığını biliyoruz. O aşamaları anlatabilir misiniz?

Kampanyayı önce valiliklere duyurmaları için tanıdığım milletvekili arkadaşlarımı aradım. Çağatay Kılıç, Mahir Ünal gibi... Eski Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, en çok ilgilenen oldu, televizyonlarda anlattı ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Fatma Şahin ile görüştü. O görüşmeden sonra Şahin beni aradı ve kampanyayı desteklediklerini, Van’da 7 yıl vali yardımcılığı yapmış olan danışmanı Ömer Özcan beyi koordinatör olarak görevlendirdiğini söyledi.

-Kamuoyunda nasıl bir makes buldu?

Çok benimsendi. PKK’cı ve Ergenekoncu marjinal bir çevre dışında tamamen benimsendi diyebilirim. Onlar çok rahatsız oldular. Zira bu iki marjinal kesim, Türkiye’de 150 yıllık yanlış politikalarla içeriden, kara propaganda ile dışarıdan oluşturulan bölünmüşlük havasından besleniyor. ‘Evim Evindir Van’ ve benzeri kampanyalar, onların nefes borusunu kesti âdeta. Oluşturmaya çalıştıkları bölünmüşlük ve düşmanlık algısının zemini olmadığını, gerçekle alakasının bulunmadığını millet olarak en somut eylem biçimiyle gösterdi bütün Türkiye. Dış basın hemen ilgilendi. CNN International başta olmak üzere Batılı gazetecilerin ilk sorusu “Bu kampanya Türkiye’nin doğusu ile batısını birleştirir mi?” oldu. Bazılarına “Zaten birleşikti de siz bölünmüş gibi gösteriyordunuz. Bunun doğru olmadığını şimdi siz de gördünüz.” demek zorunda kaldım.

-Proje, ailelerin kendi kaldıkları evi açmasını kapsamıyor sanırım…

İkinci evi boş olanlar ya da yazlığı olanlar Vanlı depremzedelerin kendilerini sığıntı gibi hissetmeyecekleri bir şekilde onlara yardımda bulunsunlar. Doğu insanı evinde misafir ağırlamayı çok sever ama misafir olmayı çok arzu etmez, yük olurum diye çekinir. Bu çekingenliği ortadan kaldırmak için, boş tutulan evlerin tahsis edilmesini sağlamaya çalışıyoruz.

-Evinde depremzedeleri misafir etmek isteyenler nasıl seçiliyor? Bir kriter var mı?

Bu noktada İstanbul Valisi Sayın Hüseyin Avni Mutlu’ya minnet borçluyum. Ben kendisini arayıp evimi açmak istediğimi ve gönüllülerin çok olduğunu söylediğimde hemen benimsedi, çok pratik bir şekilde irtibat noktası oluşturup ekip görevlendirdi ve bugün Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın da prototip olarak kabul ettiği kriterleri oluşturdu. Öncelikle gönüllüler kimlik numarasına kadar bilgilerini veriyor. Evlerinin durumu, kaç aile barındırabileceği, eşyalı mı, boş mu gibi… Ve bu bilgiler soruşturuluyor. Güvenlik soruşturması çok önemli. Çünkü çocuk, kadın istismarı, organ ticareti gibi tehlikeler söz konusu olabilir. Sadece İstanbul’da başvuran gönüllüler arasından çok az da olsa sakıncalı bulunanlar çıktı mesela.

-Aynı şekilde Van’dan getirilecek aileler nasıl belirlenecek? Ne kadar kalacaklar?

Van’dan getirtilecek aileler de araştırılıyor, soruşturuluyor tabii ki. Öncelikle depremde evlerinin ne kadar zarar gördüğüne bakılıyor. Tamamen yıkılan yahut oturulamaz durumda olanlara, çocuklu kadın, yaşlı ve hasta olanlara öncelik tanınıyor. Kalacakları sürenin kriteri şu: Devlet depremzedeye kalıcı konut yapıp teslim edinceye kadar… Bu da asgari 1 yıl demek.

-Size gelen talepler daha çok aylık mı, yıllık mı?

Çok değişik talepler var. Kışı atlatmaktan tutun kalıcı olarak gitmek istiyorum diyenlere kadar. Ancak bu bir göç projesi değil. Van’da çadır kentlerde yaşayanların sayısını azaltarak kışı ve deprem sonrasının travmatik sürecini atlatabilmek için geçici bir ara formül sadece. Yani gidiş-dönüşü olan çift yönlü bir proje.

-Evlerini depremzedelere açmak isteyenler bir form mu doldurmak zorunda?

Şu anda valiliklere kimlik bilgilerini, adreslerini, tahsis edecekleri evin adresini ve niteliklerini bildirmeleri yeterli. Okan Bayülgen, www.kingdisco.com/evimevindirvan sitesinde bir başvuru formu yayımladı. O formu doldurmak yeterli, çünkü bunların hepsi bakanlıkta toplanacak. Bakanlık da bir site üzerinden form açacak ve telefon numarası ile e-mail adresi yayımlayacak

-Bu girişime gösterilen yoğun ilgi bize ne söylüyor?

Büyük bir millet olduğumuzu… Bunu hatırladık ve gördük… 1400 yıllık Ensar ruhu örselense de yok edilemedi, genetik kodlarımızdan silinip atılamadı… Ayrımız gayrımız yoktu, var diyenlerin suratlarına yalanlarını çarptık, yalancının mumu söndü. Depremin kırılan fay hattından 150 yıldır cebren bastırılan kardeşlik enerjisi açığa çıktı ve gül kokusu ülkeyi sardı. Öyle de olması gerekiyordu. Şer gibi görünende hayır vardır ya, kim bilir yaşadığımız depremler içinde şükrettiğimiz tek deprem belki de Van depremi olacak. Sırf bize unutturulmaya çalışılan kardeşliğimizi hatırlattığı ve ‘titre ve kendine dön’ dediği için...

aksiyon

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.