Sağlık çalışanlarından 'Sessiz Siyah Çığlık' protestosu

Sağlık çalışanlarından 'Sessiz Siyah Çığlık' protestosu
İSTAHED Başkanı Dr. Kutbettin Demir, "Biz can kaygısı güderken, şiddete uğrayacak mıyız diye endişe ederken sağlık hizmeti veremeyiz. Ne faydalı olabiliriz, ne de hekimlik yapabiliriz." dedi.

İstanbul Aile Hekimleri Derneği (İSTAHED) öncülüğünde bazı sağlık çalışanları ile çeşitli sivil toplum kuruluşu üyelerinden oluşan bir grup, psikiyatri uzmanı Fikret Hacıosman'ın silahlı saldırı sonucu öldürülmesini protesto etmek amacıyla "Sessiz Siyah Çığlık" yürüyüşü gerçekleştirdi.

Siyah önlük giyen gruptakiler, "Ölüyoruz", "Sağlıkta şiddet değil, bunun adı terör", ve "Tek talebimiz var şiddet yasası" yazılı pankartlar ile "Böyle sağlık sistemi olmaz", "Yasa çıkmadıkça bu şiddet bitmeyecek" ve "Öldürülen ben olabilirdim" yazılı dövizlerle Çapa'daki İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi önünden İl Sağlık Müdürlüğü'ne yürüdü.

Burada açıklama yapan İSTAHED Başkanı Dr. Kutbettin Demir, "Üzgün, kırgın, yasta ve öfkeliyiz" diyerek, "Sessiz Siyah Çığlık" adıyla gerçekleştirdikleri yürüyüşle güvenli çalışma ortamı taleplerini dile getirdiklerini söyledi.

Demir, "Biz can kaygısı güderken, şiddete uğrayacak mıyız diye endişe ederken sağlık hizmeti veremeyiz. Ne faydalı olabiliriz, ne de hekimlik yapabiliriz. Güvenli bir çalışma ortamı olması bizim bir insan olarak en doğal hakkımız. Meclisten talebimiz net. Biz, sağlıkta şiddet yasasının çıkarılmasını talep ediyoruz. Etkin ve caydırıcı bir yasa talep ediyoruz. Bu şiddet vakaları son bulsun istiyoruz." ifadelerini kullandı.

İstanbul Aile Hekimliği Derneği Genel Sekreteri Aslı Öncel, sağlık alanında çalışmanın en riskli meslek gruplarından biri haline geldiğini dile getirerek, "Bu hepimizin ayıbıdır. İnsanı yaşatmak için çalışan sağlık mensupları olarak bu şiddete alışmayacağız, kanıksamayacağız." dedi.

Öncel, "Alo 184" hattının kapatılmasını ve sağlıkta şiddet yasasının çıkarılmasını istediklerini belirterek, "Bu şiddetin müsebbibi biz değiliz. Bizler terör boyutundaki şiddetin çözümünü ısrarla talep etmeye devam edeceğiz. Türk Ceza Kanunu'na iki madde eklenmelidir. Bunlar; 'Sağlık çalışanına görevi esnasında ya da görevinden dolayı şiddet uygulayan kişi iki ila dört yıl arasında hapis cezası ile yargılanmalı ve bu ceza ertelenmemeli', 'Sağlık sunumunu da engellemiş ise yani diğer vatandaşların sağlık hakkını da gasp etmişse ceza yarı oranda artırılmalı' bu iki madde kesinlikle çıkarılmalı.'' diye konuştu.

Aile Hekimleri Çalışanları Sendikası (AHESEN) Genel Başkanı Dr. Gürsel Özer de "Maalesef bu bir terör eylemidir artık. Biz bugün sessiz yürüdük. Eğer sağlıkta etkin bir şiddet yasası çıkmazsa sesimizi çıkartarak çığlığımızı duyuracağız. Yine bu tür eylemlerimiz devam edecek. Gerekirse süresiz iş bırakacağız." dedi.

Türk Sağlık Sen İstanbul Şube Başkanı Ufuk Tuğrul da "Ne yazık ki bir doktorumuzu daha cinayete kurban verdik. İlk olmadı, böyle devam ederse son da olmayacak. Gelin şiddeti beraber çözelim. Çünkü sağlık çalışanları sadece güvenli bir ortamda çalışmak ve akşam olduğunda sağ salim ailesine kavuşmak istiyor." diye konuştu.

Gruptakiler, İl Sağlık Müdürlüğü önüne, saldırılar sonucu yaşamını yitiren sağlık personellerinin fotoğraflarını ve karanfil bıraktı.

Yürüyüş sırasında güvenlik önlemi alan çevik kuvvet ekiplerine karanfil takdim edildi. Bir doktorun kucağındaki bebeğiyle yürüyüşe katıldığı görüldü. 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.