Serdar Arseven

Serdar Arseven

Fethullah Gülen’in “mürit”leri!..

Fethullah Gülen’in “mürit”leri!..

Sanayi Bakanı Fikri Işık’ın “Sayın Abdullah Gül’ü de dinledikleri kesin olarak ortaya çıktı!”  dediği gün, Sayın Abdullah Gül’ün İHH’yı ziyaretinin gazete sayfalarında bir miktar yer bulduğu gün, Fethullah Gülen’in Mavi Marmara’yı “Kara” Marmara nitelemesiyle “karaladığı”konuşması yayınlandı.

Katil İsrail’i koruyup korumak ve katliamın maktullerine, mağdurlarına vurmak “hangi kitap”ta yazar!..

Aman Allah’ım;

“Mürit”lerin “Amin”leri arasında “Otorite”ye ne “pas”lar!..

“BİR KISIM” MÜRİT TEPKİSİ!

Yazıya Fethullah Gülen mevzuundan girdik, oradan devam edelim…

Okuyucum hatırlayacaktır;  Geçtiğimiz günlerde, “Eski İmralı komutanlarından Hüseyin Toker’den müthiş açıklamalar…”  demiştim.

Bülent Ecevit, Devlet Bahçeli, Mesut Yılmaz Koalisyonu döneminde İmralı’da Yüzbaşı rütbesiyle görev yapan Hüseyin Toker, Ada Komutanı’ndan şifahi olarak “Yeni bir oda hazırlanması” emrinin geldiğini söylüyor…

Toker’in dediğine göre, İmralı’daki “oda” Fethullah Gülen için hazırlanmış.

Konuşan herhangi biri değil; Öcalan’ın İmralı’daki ilk yıllarında bu çok önemli Cezaevi’nde kritik görevler üstlenmiş bir Komutan…

İsmiyle, cismiyle, sesiyle, kaydıyla ortada.

Böyle bir isim  “Oda”nın Fethullah Gülen için hazırlandığını, bu sürecin en çok tartışılan isimlerinden Gülen’in ABD’den Türkiye’ye getirtilmesinin sözkonusu olduğunu ancak bunun“zaman”ın Başbakan’ı Bülent Ecevit tarafından engellendiğini söylüyorsa, bunun haber değeri vardır.

Dolayısı ile o “yapı”dakilerden bazılarının bizlere saldırıp durması mânâsızdır.

Enerjilerini saldırmaya değil de, biraz olsun “düşünmeye” sarf etsinler!..

Tefekkür farzdır!..

Esasında sadece bu “yapı” değil; bağlılarının düşünme, eleştirme, sorgulama haklarını ellerinden alan; onları “ölü yıkayıcı elindeki ölü” haline dönüştüren, kapıdan içeri girerken beynini “vestiyere” bırakmaya mecbur eden ortamlar bana çok uzak.

Bu hâl ruhuma ters.

Aslında insana ters.

İnsana ters olan ne varsa da İslam’a ters!..

Öyle “adam” lar gördüm ki;

“Benim için önce Allah (CC), sonra Hz. Peygamber (SAV) ve üçüncüsü de ‘şeyhim’dir!”halinde.

Bunu resmen söyleyeni gördüm; gördüm hem Vallahi hem Billahi!..

“Düşünmek” yok.

“İtaat” var.

Kayıtsız şartsız itaat!..

Fethullah Gülen için de bunu yapıyorlar; “İşittik İtaat ettik!” tavrı, hâşâ…

Fethullah Gülen, kendisinin “nice hatalarla malûl olduğunu” defalarca ilan etmiş, söylemiş…

 Bu kişi, birçok “müridi” tarafından öyle bir mertebeye yükseltiliyor ki…

Nefsini nasıl dizginlesin!..

Günün birinde çıkıyor ve…

Aynen şunu söylüyor…

Aynen ve de resmen şunu:

“  ‘Ahirette eğer Allah bu imkânı verirse, ‘ŞEFAATÇİ’ olacağım ilk kişi Ecevit’tir.’ 

Bu ne demek?..

Kimse sormaz mı?..

İzahı ne?..

Ben derim ki izahı şudur: “Gülen uçmaz mürit uçurur; insanoğlunu felâkete ‘uçuran’ları götürür.”

Fethullah Gülen’e bağlılarının ya da o “yapı”dan menfaat sağlayanların atfettikleri unvanlar, ilk zamanlar Fethullah Gülen’e ağır geliyordu.

Sonra sonra gördük ki, etrafındaki kimi zayıf karakterlerin “yüklemeleri” ruhunda bir takım sıkıntılara yol açtı.

Ahirette eğer Allah bu imkânı verirse, şefaatçi olacağım ilk kişi Ecevit’tir.”

Bu ve benzeri sıkıntılar.

Fethullah Gülen ve belli bir kesime “önderlik” eden diğer zatlar, “tehdit” arz etmesin diye genellikle zayıf tiplerle çalışırlar.

O zayıf tipler de, zaman içinde bünyeyi zayıflatırlar.

Ben, “hatalarımı” -da-söyleyen adamı severim. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi